top of page
Ara

Bitkilerde Azot Eksikliği

Güncelleme tarihi: 26 Oca 2023

Bitki beslemede Azot, yokluğunu hemen hissettiren bir elementtir. Etkisini daha çok dalda gösterdiği için, eksikliğini de dalda hemen hissederiz. Bu bakımdan Azota, bitki için en önemli besin elementi demiş olsak, yanlış olmaz. NPK nın bitkilerdeki fonksiyonunu özetlemek için tarımda şu ifadeye yer verilir. (Azot=Dal, Fosfor=Döl, Potasyum=Bal) Bitki beslemede bütün makro ve mikro elementler önemlidir. Ancak Azot ayrıca diğerlerinden hem daha önemli, hem de daha çok gereklidir.



Azot verildiği zaman iştahlanıp, tazelenip, koyu parlak yeşil görülen yapraklar, Azot eksikliğinde matlaşır, lif oranı yükselerek sertleşir yaşlanmaya başlar. Sürgün ve yapraklarda büyüme iyice yavaşlar. Bol Azot verildiğinde; çiçeklerini döküp, gençleşip, büyümesine hız verip, kök ve dallarında hayat fışkıran bitki, Azot eksikliğinde, adeta ümitsizliğe düğmüş gibi, bir an önce çiçek açıp, kısalmış hissettiği ömrünü tamamlamayı hedefler. İncelmiş, zayıflamış köklerde gelişme durur. Bütün dokularda lifler sıkılaşır, sertleşir yaşlılık hormonu salgılayarak, bitki kendini yaşlandırır. Sebzeler sararıp, sertleşip yenmeyecek hale gelir. Bol azot aldığında, bitkinin her yerinde fışkıran, göğe doğru iştahla yükselen, iri iri yapraklar açan, hızla kalınlaşan, taze sulu gövdeli sürgünler yerini; boyları kısalmış, sayıları azalmış, sertleşip odunlaşmış, yaprakları sararıp, sertleşip küçülmüş, yere doğru kıvrılarak şekli bozulmuş sürgünlere bırakır. En hızlı çözüm Nitratlı gübreler vermektir. Çok seyreltik olmak kaydıyla Nitratlı gübreler yapraklara da uygulanabilir. Üre ve Amonyum içerikli gübreler bitkinin acil Azot ihtiyacını karşılayamaz. Onları ancak geniş zamanlarda uygulayabiliriz.


Bitkilerde Azot (N) Fazlalığı


Eksikliği bitkide hayati risk taşıyan Azotun, fazlalığı da bitki için hayati risk taşır. Azotun fazla verilmesi durumunda bitkide aşırı boylanma, yapraklarda dalgalı yüzey ve kenar şekilleri, bitki dokularında gevşeme, gevşeme ve aşırı boylanmaya bağlı olarak yatma, hastalıklara karşı direnç zayıflığı, çiçeklenmede gecikme, çiçek ve meyve dökme, raf ömründe kısalma, şeker sentezinde azalmalar görülür. Daha aşırı kullanıldığında bitkiler tümüyle kuruyabilir. Azot verildikten sonra sulamayı geciktirmemek gerekir. Mümkünde Azot bol su ile verilmelidir.

Bitkilerde Azot (N) Nasıl Kullanılır?


Azot; Nitrat, Amonyum ve Üre olmak üzere üç şekilde kullanılır. Bitkiler Azotu Nitrat şeklinde alabilirler. Diğer Amonyum ve Üre bileşiği şeklindeki Azotlu gübrelerin Nitrata dönüşmesi zaman alacağı için, acil Azot ihtiyacı olan bitkilere Nitratlı gübreler verilir.

Bu üç Azot bileşiğinin bitki beslemedeki rolünü kendi beslenmemizle kıyaslarsak: Üreyi, kilerimizdeki kuru gıdalara; Amonyumu, pişmek üzere tencere ile ocağa koyduğumuz yemeğe; Nitratı da tabaklarla masaya servis yapılmış yemeğe benzetebiliriz.

Bu üç Azotlu bileşiği beraber kullandığımızda, bitki Azotu kademeli olarak uzun sürede alacaktır. Ayrıca bitkinin ihtiyacı olan Azotu bir defada bitkiye vermek yerine, aynı dozu 4-5 parçaya bölüp, 4-5 defada vermek daha avantajlıdır. Zira, Azot bileşikleri fazla beklediği zaman, Azot gazına dönüşerek havaya karışacağı içi, bitki bileşiklerdeki Azotun çok önemli bir kısmını alamamış olacaktır.


Azotun asıl kaynağı açık havadır. Açık hava %78 oranında (en yüksek oranda) Azot gazı içerir. Bütün Azot bileşikleri bu kaynaktan beslenerek oluşur. Canlı organizmaların yapısında ve organik bileşiklerin çoğunda yüksek düzeyde Azot bulunur. Bu bileşikler de yine havanın Azotundan beslenir.


Azotsuz tarım da olmaz, Azotsuz hayat da olmaz. Topraklarımızı sürüp havalandırdığımızda, havanın Azotu toprağın alt kısımlarına kadar ulaşır. Toprağın tarım yapılan bölümünde yaşayan, Azotobakter adını verdiğimiz faydalı bakteriler, havanın Azotunu toprağa bağlayarak, toprağımızı Azot bakımından zenginleştirirler. Bu topraklara ektiğimiz bitkiler, kökleriyle bu Azotları alarak, yapraklarında Enzimlere, Hormonlara ve Proteinlere dönüştürürler. Besin zincirinin temelini teşkil eden bitkilerdeki azot, beslenme vasıtasıyla bütün canlı yapılarına ulaşır. Tarım yaptığımız arazideki bitki atıklarını ortadan kaldırmak için bir kibrit çaldığımızda, topraklarımızda yaşayan kocaman bir serveti ateşe vermiş oluyoruz. Hem organik madde olan bitki atıklarını yok ediyoruz, hem de en başta Azotobakter olmak üzere, daha birçok tek hücreli ya da çok hücreli faydalı canlıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Sonra da topraklarımız tarım için elverişli değil diye yakınıyoruz. Anız yakmak, bindiği dalı kesmekten farksız bir ahmaklıktır. Bunu bütün vatandaşlarımıza anlatmadan, topraklarımız güvende olmayacaktır.


Bitkilerde Azot (N) Alınmasını Zorlaştıran Faktörler:


Kumlu ve çok hafif topraklar

  • Nitratın yıkanma ile amonyumun da uçarak süratle toprağı terk etmesine neden olan hafif ve kumlu topraklar.

  • Su baskısı, sulama veya yüksek kil içeriği nedeniyle yapısal problemi olan topraklar.

  • Düşük organik madde içeriği olan topraklar.

  • Yetersiz gübreleme veya bir önceki dönemde azotun tüketilmesi.

  • Bitkide kök gelişiminin yetersizliği.


Azot noksanlığında bitkilerde, büyüme ve gelişme hızlı bir şekilde yavaşlar, bitki küçük kalır. Sürgün sayısı az ve sürgün boyu normalden kısadır. İlerlemiş azot noksanlığında sürgünler kıvrılarak aşağı doğru büyür. Yapraklar küçülerek vaktinden önce dökülür ve ağır kloroz (sararma) görülür. Bitki yaşlılık hormonu salgılar ve kök gelişimi zayıftır. İnce ve zayıf kökler görülür. Azot noksanlığı öncelikle kendini yaşlı yapraklarda gösterir. Bu, azotun bitkide hareketli olmasından kaynaklanır. Erken çiçeklenme gözlenecek ve vejetatif dönem kısalacaktır.

2.258 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page