Fındık Kurdu: Sarı ve kahverengi tonlarında ya da kül rengi görünümde bulunan bir böcektir. Başının önünde öne doğru eğik hortumsu bir yapı yer alır. Bacakları olmayan larvaları; beyaz renkli, kıvrık ve tombulcadır. Olgun böceklerin boyları 1 cm civarında olup, yüksek rakımlı fındık bahçelerinde, tombul ve ince kabuklu fındık cinsine zarar vermektedir. Fındık bahçelerinde konaklar ama böğürtlen, karayemiş, döngel, elma, armut ve kiraz ağaçlarında da yaşar.
Ortalama 40 ila 50 arasında yumurta bırakan dişiler, Mayıs ayının son günlerinde ve Haziran ayının başlarında yumurtlamaya başlar. Yumurta bırakılan meyvelerin kabukları üzerinde yarım santimetre boyunda kahverengi bir çizgi görülür. Yumurtalar 7-8 günde çatlar. Larvalar fındık meyvesinin içinde 25-30 gün beslendikten sonra kabuğu delerek toprağa iner. Beslenme atıkları fındık meyvesinin içine doldurulur. Larvalar toprakta hazırladıkları bir yuva içerisinde 1-3 yıl yaşarlar. Erginleşmiş fındık kurtları Mart ayından başlayarak, Mayıs ayına kadar topraktan dışarı çıkarlar. Larvaların yaklaşık %20 si 1. Yılın sonunda, %70’i 2. Yılın sonunda %10’u da 3. Yılın sonunda topraktan çıkar. Çıkan ergin fındık kurtları hava sıcaklığı 20 dereceyi buluncaya kadar hareketlilik gösteremezler ve aynı ocak üzerinde beslenmeye devam ederler. Erginlerinin ömürleri yaklaşık 3 aydır.
Fındık kurdu; larva döneminde iç kurdu olarak meyveye zarar verirken, erginleri Sarı Karamuk ve Kara Karamuk hastalığına sebep olurlar. Bir çift fındık kurdu yaklaşık yarım kg ürün kaybına sebep olur.
Meyveler büyümeye başlamadan önce fındık çiçeği ile beslenen ergin böcekler, taze fındık meyvelerinin kabuklarını hortumlarıyla delerek içindeki yumuşak kısmı yemeye başlar. Meyve rengi sararır ve kabuklar içine çöker. Buna halk arasında Sarı Karamuk Hastalığı denir. Normal iriliğe ulaşmış meyvelerin kabuklarını delerek yedikleri zaman da meyve kararır. Buna da halk arasında Kara Karamuk Hastalığı denir.
Fındık zararlıları ile mücadele genellikle kimyasal ilaçlarla yapıldığı için fındık bahçelerinde zamanla verim düşmekte, belli zaman sonra arazi tarım için kullanışsız hale gelmektedir.
Bu yüzden bütün zararlılarla mücadele, yumurta ve larva döneminde yapılmalıdır. Larvalar ile mücadelede en ucuz ve en zararsız yöntem Güllüce Bulamacıdır. Mücadele lokal olarak belli bahçelerde değil, bölgesel olarak yapıldığında başarı oranı oldukça yükselir. Her bölgenin bir kahramanı mutlaka vardır. Eğer yoksa bu kahramanlık rolünü mahalle muhtarına yüklemek gerekir. Bir torba kireç ile bir torba kükürt kullanılarak, işbirliği içerisinde bütün bölgede etkili bir mücadele yapılmış olur.
Mücadele yaprakların dökülmesi veya kuruması ile birlikte başlar. Bu mevsimde 100 litre suya 3 ila 7 litre arasında Güllüce Bulamacı katılabilir. Elde edilen karışım bütün bahçeye sıkılırken ocaklar adeta yıkanarak uygulama yapılır. Hafif rüzgârlı havada, rüzgârı arkaya alarak uygulamak daha etkilidir. Karışımın değmediği yer kalmaz. Güllüce bulamacının bileşiminde yer alan kireç ve kükürt aynı zamanda bitki besini olduğu için fazla kullanılmasının hiçbir zararı olmaz.
Ancak bahar ve yaz aylarında yapraklı bitkilere güllüce bulamacı uygulanırken 100 litre suya 1-3 litreden fazla güllüce bulamacı eklenmez.
Güllüce bulamacı; Sonbaharda bir defa, tomurcuklar açmadan bir defa, yapraklar koyu yeşile dönerken bir defa, Haziran ayının ilk haftası ve 2. Haftası da birer defa olmak üzere uygulanacak olursa zararlıların çok önemli ölçüde azaldığını görürüz. Uygulama, bölgesel olarak birkaç yıl devam ettiğinde hastalıkların önemli ölçüde ortadan kalktığına şahit oluruz.
Hayat bir mücadeledir. Tanımadığınız düşmanla mücadele mümkün değildir. Böcekler ile hastalık yapan bakteri ve mantarlar da birer canlıdır. Onlar da hayatta kalmak için mücadele veriyorlar. Siz zehirle fındık kurdu öldürürken torağın altında yenileri çıkıyor ve hayat devam ediyor. O yüzden sivrisinekle mücadeleyi bataklıkta yaparız.
コメント