top of page

  LEONARDÄ°TÄ°N  FAYDALARI ve ÖNEMÄ°

        Kaybedilen her servete yeniden ulaÅŸmak mümkündür. Ne kadar da zor olsa kaybedilen bir servete ulaÅŸmanın bir yolu, bir de bedeli vardır. Ancak kaybedilen tabiat mirası ise onu tekrar kazanmanın hiçbir yolu yoktur lakin bedeli çok büyüktür. GeleceÄŸin en büyük deÄŸerleri toprak, hava ve su olacaktır. Bu paha biçilmez deÄŸerler geçmiÅŸin de en kıymetlisi idi ama yokluÄŸunu hissetmediÄŸimiz için deÄŸerini anlayabildiÄŸimiz söylenemez. Kâinatın yaratıcısı her kul gibi tabiatı da sonlu ve ölümlü olarak yaratmıştır. Onu sonsuza dek diri tutmak mümkün deÄŸildir. Ancak tabiatın insandan önce ölmesi kıyametin erken kopması gibi insanlığı diri diri felakete sürükleyecektir. Torunlarımıza bırakabileceÄŸimiz yegâne mirasımız olan temiz tabiatı kurtaramasak da saÄŸlığını koruyarak, ömrünü uzatabiliriz.

Toprağın dostu Leonardittir.

Toprak Ä°çin Leonardit DoÄŸal Yedek Parçadır
 

Ülkemizin leonardit kaynaklarını “DüÅŸük Kalorili Linyit” adıyla yakmak yerine topraklarımıza kazandırmak çok daha akıllıcadır. Ama insan, kendisine bahÅŸedilen akla raÄŸmen, uzun vadedeki kârını hesaplayabilen deÄŸil, günü kurtarmaya çalışan, nefsi yoÄŸun bir varlıktır. O kesip, yakıp, yok etmekte hiçbir canlıya benzemez. Ülkemiz topraklarının tarıma elveriÅŸli hale getirilmesi için organik madde miktarının yükseltilerek, toprak Ph’sının düÅŸürülmesi gerekmektedir. Yıllarca kullanılan gübrelerle topraÄŸa atılan kireç sayesinde topraklarımız kirlenmiÅŸ ve çoÄŸu bölgelerimizde toprak tabanında bir kireç tabakası meydana gelmiÅŸtir. Kullanılan gübrelerle topraÄŸa organik madde kazandırmadan sürekli topraktan verim alınması durumu toprağın sömürülmesine yol açmış, tarıma uygun topraklarda ortalama %3,5-4 olması gereken organik madde miktarı, ülkemiz tarım arazilerinde %1,5-2 oranlarına düÅŸmüÅŸtür. Hiç vermeden sürekli almanın doÄŸal bir sonucu olarak topraklarımız kan kaybetmekte ve can çekiÅŸmektedir. Tek kurtarıcı Organik madde ve Humik Asittir.

LEONARDÄ°TÄ°N KÄ°MYASAL FAYDALARI

​

Leonardit (Humik ve Fulvik Asitler), asidik ve bazik özelliklerdeki toprakları nötralize eder. Fazla tuzluluÄŸu ve fazla kireçliliÄŸi gidererek toprağın pH'sını düzenler. Bazik topraklarda yüksek pH aktivitesini ve miktarını düÅŸürür. Topraktaki bazik ajanlarla (Ağır Metalller) tepkimeye girerek, çözünmeyen bileÅŸikler oluÅŸturur. Asidik topraklarda ise çözünebilen toksik alüminyum bileÅŸiklerini tutar ve absorbe eder. Toprağın tuzlanmaya karşı tamponlama özelliÄŸini artırır. Bitki köklerini korumak için tuz eriyikleriyle reaksiyona girer.

​

• Suda çözünebilir inorganik gübreleri kök bölgesinde muhafaza eder (depolar) ve bitkinin ihtiyacı oldukça bunları serbest bırakır. Kök civarındaki besinlerin ve gübrenin yıkanıp uzaklaÅŸmasını önler. Tüm fazla gübreyi bünyesine alıp yavaÅŸ yavaÅŸ topraÄŸa verdiÄŸi için sürekli verimli bir toprak yapısı saÄŸlar. Bitkinin köklerinde fazla gübrelemekten kaynaklanan zararları önler.

​

• Toprağın iyon deÄŸiÅŸim kapasitesini en yüksek seviyeye çıkartır. Çok küçük toprak parçacıkları (kolloidler) tarafından tutulan veya bitki tarafından alınamayan besin maddelerini iyonize ederek serbest hale getirir. Bitki tarafından alınabilmelerini saÄŸlar.

​

• Humik asit kimyasal olarak aktif bir karaktere sahiptir ve topraktaki çeÅŸitli metaller, mineraller ve organikler ile çözünebilir veya çözünemez kompleksler oluÅŸturma yeteneÄŸi vardır. Bu özelliÄŸi ile makro ve mikro besinlerin bitkiler için emre amade tutulmasını saÄŸlar. Bitkinin besinleri kolay ve sürekli almasını saÄŸlar. Topraktaki azot oranını artırır. Bitkilerde demir eksikliÄŸinin (Kloroz – yaprak sararması) giderilmesine yardım eder.

​

• Alkalik ortamlarda, topraktaki metal oksitlerin iyonlarıyla organik metal kompleksleri oluÅŸturur. Åželatlama iÅŸlemi denilen bu reaksiyon sonucu oluÅŸan organik metal kompleksleri çok aktif olup bitki köklerince kolayca özümlenirler.

​

• Topraktaki kireç içerisindeki karbondioksiti serbest duruma getirir. Bu serbest karbondioksitin fotosentezde kullanılması imkânını hazırlar. Ayrıca, karbondioksit toprakta karbonik aside dönüÅŸür ve topraÄŸa baÄŸlı olup da bitki tarafından alınamayan bazı mineralleri çözer ve bitki tarafından alınabilmelerini saÄŸlar.

​

• Topraktaki azot, fosfor, potasyum, demir, çinko ve iz elementler gibi gerekli besinlerin bitki tarafından alınabilmesini en yüksek düzeye çıkartır. Potasyum, azot gibi çözünebilirliÄŸi yüksek olan elementler bitki tarafından emilmeden önce yıkanıp uzaklaşırlar. Leonardit kullanılması durumunda ise, bitki hücre zarlarının geçirgenliÄŸi artar ve bu elementler yıkanıp uzaklaÅŸmadan önce bitki tarafından alınabilir. Öte yandan, tam tersi olarak, topraktaki fosfor K, Mg, Al ve Fe iyonları ile birleÅŸerek inert ve çözünemez duruma geçer ve bitki tarafından alınamaz. Leonardit kullanılması durumunda bu inert bileÅŸenler tekrar çözünebilir hale gelir ve fosfor bitki tarafından alınabilir. Gübre kullanılması (özellikle mineral gübreler) halinde leonarditin bu özellikleri gübre veriminin çok artması açısından önemlidir.

​

• Bitki geliÅŸimi için gerekli olan mineraller (iz mineraller de dahil) ve organik maddelerce zengindir. Ayrıca, doÄŸal karbon içermesinden dolayı bitkinin geliÅŸimde kullanabileceÄŸi oldukça fazla miktarda enerji de ihtiva eder (1 gramda 5000 kaloriye kadar)

​

• Humik asit, biyokimyasal aktif özelliÄŸi ile, toprağın zararlı, kirletici ve zehirli maddelerden temizlenmesini saÄŸlar. Toprakta mevcut olan kurÅŸun, cıva, kadmiyum ve diÄŸer zararlı ve radyoaktif elementlerin, endüstriyel atıkların, zehirlerin ve çevre için zararlı kimyasal maddelerin (ilaçlamalardan gelenler de dahil) çözünebilir durumdan çözünemez duruma geçmelerini saÄŸlar. Böylece, bunların bitki tarafından emilmelerini önler. Bunların zamanla çakıl gibi çözünemez hale gelip, dibe çökmesi sonucu toprak temizlenir.

 

LEONARDÄ°TÄ°N FÄ°ZÄ°KSEL FAYDALARI

​

Toprağın yapısını düzeltir. Kil mineralleri ile birleÅŸerek toprağı daha tanecikli duruma getirir. Böylece, toprağın hava ve su geçirgenliÄŸi artar. Toprağın gevÅŸekliÄŸi ve iÅŸlenebilirliÄŸi artar, topaklanma önlenir. Verimsiz killi toprakların parçalanmasını saÄŸlayarak verimli toprak haline dönüÅŸtürür. Toprağın zamanla sıkışmasını önleyerek daha havadar ve kabarık kalmasını saÄŸlar.

​

• Toprağın havalanma özelliÄŸini artırır. Köklerin daha iyi havalanmasını saÄŸlar. Yorgun toprakları gençleÅŸtirir.

​

• Toprağın su tutma kapasitesini artırır (Kendi ağırlığının 20 katı fazla ağırlıktaki suyu tutabilme yeteneÄŸi vardır). Topraktaki su miktarını dengeler ve düzenler. Böylece, bitkinin kuraklığa karşı direnci artar ve kuraklık ÅŸartlarında bile daha iyi verim alınmasını saÄŸlar. Daha az su ile daha verimli bir sulama için zemin hazırlar.

​

• Uygun tohum yatağı ÅŸartları hazırlar.

​

• Topraktaki kolloidlerin (çok küçük toprak parçacıklarının) birbirlerini tutma yeteneklerini artırır. Topraktaki erozyonu azaltır.

​

• Toprağın rengini koyulaÅŸtırarak daha fazla güneÅŸ enerjisinin emilmesini saÄŸlar.

​

LEONARDÄ°TÄ°N BÄ°YOLOJÄ°K FAYDALARI

​

• Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolaysıyla, bitkinin büyümesi ve geliÅŸmesi de hızlanır. Fidelerin daha hızlı ve kuvvetli büyümelerini saÄŸlar.

​

• Kök oluÅŸumunu ve geliÅŸimini hızlandırır. Kökleri kuvvetlendirir. Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve geliÅŸmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır. Bitki köklerinin uzunluklarında, kesitlerinde ve özgül ağırlıklarında önemli ölçüde artışlar saÄŸlar. Bunun sonucu olarak da, bitki daha fazla besini bünyesine alabilir ve hastalıklara karşı daha dirençli olur. Ayrıca, bu güçlü ve daha geniÅŸ alana yayılmış olan köklerle, bitkinin stabilizesi artar, topraktaki suyu bulma ve absorb etme yeteneÄŸi fazlalaşır.

​

• Tohumda çimlenmeyi hızlandırır. Bitkinin hayatta kalabilme yeteneÄŸini artırır.

​

• Bitki hücre zarlarının geçirgenliÄŸini artırır. Dolayısıyla, bitkinin topraktan daha fazla besini almasını ve kullanmasını saÄŸlar.

​

• Bitki bünyesinde vitamin miktarlarının artmasını saÄŸlar.

​

• Bitkide; klorofil, C vitamini, ÅŸeker, amino asitler ve diÄŸer önemli bileÅŸenlerin oluÅŸmasını teÅŸvik eder. Fotosentezi artırır.

​

• Bitkide hücre enerjisinin fazlalaÅŸmasını saÄŸlar.

​

• Bitki metabolizmasını düzenleyerek azot bileÅŸenlerinin birikmesini önler.

​

• Yararlı toprak mikro organizmalarının geliÅŸmeleri ve çoÄŸalmaları üzerinde uyarıcı etki yapar. Bunların topraktaki miktarını ve aktivitelerini artırır.

​

• Bitki enzimlerini uyarır. Bitkinin enzim üretimini artırır.

​

• Bir organik katalizör olarak görev yapar.

​

• Bitkinin soÄŸuÄŸa, sıcaÄŸa ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını artırır. Böcek ve hastalıklara karşı direncini çoÄŸalır. Bünyesinde bulunan antibiyotikler ve phenolik asitler gibi biyolojik aktif bileÅŸenlerin bitkinin hastalıklara karşı direncinin artmasında önemli etkisi vardır.

​

• Meyvelerde (üründe) hücre duvarları kalınlığının artmasını saÄŸlar. Böylece, ürünün depolanma süresi ve raf ömrü uzar.

​

• Elde edilen ürün (meyve, sebze, çiçek, dane, kök gibi) daha kaliteli olur. Bunların, dış görünüÅŸlerinin daha göz alıcı ve besin deÄŸerlerinin daha yüksek olmasını saÄŸlar. Tahıl ve hububatlarda; daha fazla protein içeriÄŸi ve amino asit içeriÄŸinde daha fazla denge elde edilir. Bütün bunlar ürünün pazardaki deÄŸerini artırır.

​

SONUÇ

​

Yukarda ayrıntılı olarak sıralanan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faydalı etkileri sonucu, tarımda leonardit veya leonarditten elde edilen humik asitin kullanılması ile:

​

1- Verim artar

2- Daha kaliteli, canlı, saÄŸlıklı, besleyici ve standart ürün elde edilir

3- Önemli ölçüde erkencilik saÄŸlanır

4- Gübre kullanılması durumunda, kullanılan gübre miktarı azaltılır.

​

Ayrıca, leonardit (veya humik asit) toprağın yapısını mükemmel bir ÅŸekilde düzenler ve ıslah eder. Toprağı kirletmez ve çevreye zarar vermez, tam tersine, topraktaki mevcut kirlenmeleri giderir.

​

TÜRKÄ°YE TOPRAK YAPISININ DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMESÄ°

​

Leonardit ve humik asit her türlü toprakta etkilidir. Ancak, organik maddece zayıf topraklarda ve/veya yüksek pH derecesine sahip alkali (bazik) topraklarda kullanımının çok daha fazla önemi vardır ve çok daha fazla yararlı olmaktadır. Türkiye'nin tarımda kullanılan toplam 328.135.410 dekar toprağı, Köy Hizmetleri Genel MüdürlüÄŸü tarafından ayrıntılı olarak incelenmiÅŸtir. Ä°nceleme sonuçları, 1999 yılında, “Türkiye Topraklarının Verimlilik Durumu” isimli bir kitapta yayımlanmıştır. Bu kitabın; “ Türkiye Topraklarının Reaksiyonu (pH durumu)” ve “Türkiye Topraklarının Organik Madde Durumu” bölümlerinin sonuç tabloları, bu iki konu ile ilgili “Sonuç ve Öneriler” bölümünde yazılanlar, hiç deÄŸiÅŸtirilmeden, aÅŸağıda verilmektedir.

“Türkiye Topraklarının Reaksiyonu (Bölgelere Göre pH Dağılımı)"Sonuç ve Öneriler" Bölümünde Konu Ä°le Ä°lgili Yazılanlar: "Toprak reaksiyonu bakımından Türkiye topraklarının en büyük kısmını hafif alkali karakterdeki topraklar oluÅŸturmaktadır. Hafif alkali karakterdeki toprakların oransal olarak kapladığı alan %62'dir ve 20 345 796 ha alan kaplamaktadır. Toprak reaksiyonu bakımından ideal olarak tanımlanan nötr karakterdeki topraklar %29.86 oranında yer tutarken kapladığı alan 9 769 980 ha'dır.Türkiye topraklarının büyük kısmının pH'ı ideal tarım için uygun deÄŸildir. Bu tip topraklarda yüksek verim almak zordur. Yüksek toprak pH'ı, genellikle, Türkiye'de göreceli olarak üretimi sınırlayan bir faktördür" Türkiye Topraklarının Organik Madde Durumu (Bölgelere Göre Dağılım)Sonuç ve Öneriler" Bölümünde Konu ile ilgili Yazılanlar: "Organik madde kapsamı bakımından, Türkiye topraklarının en büyük kısmını organik madde kapsamı az olan topraklar oluÅŸturmaktadır. Organik madde kapsamı az olan topraklar %43,78 oranında yer tutarken kapladığı alan 14 366 661 ha'dır. Tarım bakımından ideal sayılan iyi ve yüksek organik maddeli toprakların toplam oranı sadece %12.13'dür. Türkiye topraklarının çok büyük bir çoÄŸunluÄŸunun organik madde kapsamı tarımsal üretimden en yüksek verimin alınmasını engelleyecek düzeydedir. Türkiye topraklarının organik madde düzeyi tarımsal üretimi sınırlayıcı bir faktördür, hatta en önemlisidir. Türkiyenin toprak yönetimi açısından en önemli sorunlarının başında toprak organik madde seviyesinin yükseltilmesi gelmektedir.

​

"(Kaynak Kitap: Dr. Fikret EYÜPOÄžLU, Ziraat Yük. Mühendisi. "Türkiye Topraklarının Verimlilik Durumu"

Köy Hizmetleri Genel MüdürlüÄŸü - Toprak ve Gübre AraÅŸtırma Enstitüsü Yayınları. Genel Yayın No: 220. ANKARA-1999)

​

Sonuç olarak Türkiye toprakları, ne yazık ki, pH deÄŸerleri ve organik madde içeriÄŸi olarak, tarım açısından çok önemli dezavantajlara sahiptir. Bu durum da, leonarditin ve humik asitin ülkemiz tarımında yaygın olarak kullanılmasının ne kadar çok önemli ve gerekli olduÄŸunu açıkça göstermektedir.

AFŞİN LEONARDİT.png
bottom of page